Dünya Kupası Final maçı, 90 dakika ve uzatmalar beraberlikle sonuçlanmış ve şampiyonu penaltı atışları belirleyecek. Son penaltı atışı, top ve bir ülkenin, bir milletin kaderi sizin ellerinizde, kaçırırsanız bir nesil gözyaşı dökecek. Topu penaltı noktasına koydunuz, gerildiniz ve derin bir nefes aldınız. Topa doğru gelirken, akıldan geçen sayısız düşünceler;ailenizin desteğinden, çektiğiniz zorluklara, kaçırırsanız yaşayacağınız ve yaşatacağınız hayal kırıklıklarından, sevinçten dökülecek gözyaşlarına… Topa doğru gelirken geçmek bilmeyen zaman, çekilen şut, veee… 

Pek çok futbol severin, hatta futbol izlemeyi sevmeyenlerin bile keyifle, heyecanla izlediği penaltı atışları, belki de bir futbolcu için en gergin anlardan biri olabilmektedir. Bu kadar kolay gözüken ama bir o kadar da zor olan “penaltı”, sadece skoru etkilemiyor. Burdan yola çıkaran penaltıyı ve penaltıların yarattığı baskı unsurlarını biraz irdeleyelim.

PENALTI NEDİR?

 Penaltı, tartışmasız bir şekilde futbolun içindeki en heyecan verici anlardan birisidir. Penaltı kullanan futbolcu ve takımı için büyük bir avantaj olan bu kural, kaleciler içinse bir o kadar zorlu düellodur.

Sezon içerisindeki maçlarda, çift ayaklı turnuva maçlarında kazananın belirlenmesinde ve futbol şampiyonalarının finallerinde karşımıza çıkan penaltı atışları, büyük bir önem taşımaktadır. Peki, penaltı nedir ve nasıl ortaya çıktı?

Penaltı; ceza sahası içinde rakip oyuncuya yapılan fauller ve kaleci dışındaki futbolcuların elle topa dokunmaları dahil dokuz kusurlu hareket (tekme atma, çelme takma, uygunsuz sıçrama, engelleyici şarj, kasti vurma, iteleme, rakibe sert temas, elle oynama, tükürme veya uygunsuz hareketler) olarak nitelendirilen hareketlerin cezasına verilen isimdir.

 Penaltı atışı, ceza sahası içinde kalan çizginin ortasından 11 metre uzaklıkta bulunan penaltı noktasından yapılır. Kaleci de, top penaltıyı atan futbolcunun ayağından çıkmadan önce öne veya arkaya hareket edemez, yalnızca kale çizgisi üzerinde sağa ve sola hareket edebilir. Ayrıca penaltı kullanılana kadar hiçbir oyuncu ceza sahası içine giremez.

Penaltı kuralı gayet açık ve net. Dışardan izlenen bir gözle de gayet kolay gözüküyor. Peki, bu derece heyecan ve tartışma yaratan penaltı atışları nasıl ortaya çıktı?

PENALTININ DOĞUŞU

Düşünün ki bir spor müsabakası içerisindesiniz. Yıllarca herkesin hayatında büyük bir yer edinecek spor. Ancak kurallar daha yerine oturmamış ve suistimal edilebilir bir hâldeyken birinin bundan istifade ettiğini göz önünde bulundurarak bir kurala ihtiyaç duyuldu. .Kural ortada peki fikir kimden çıktı?

İronktir ki kalecilerin kabusu olan penaltı vuruşunun fikri de bir kaleciden çıkmıştır. Futbolu çok seven zengin bir mirasyedi olan William McCrum, aynı zamanda İrlanda’da kaleciydi ve bu fikri İrlanda Futbol Federasyonu tarafından da düşünülüyordu.

 İngilizler, gerçek bir sporcu ve centilmenin ceza sahası içinde sportmenlik dışı bir harekette bulunmayacağını iddia ettiği için bu öneriyi reddetmişti. Ancak 1891’de Federasyon Kupası çeyrek final müsabakasında bir savunma oyuncusu, kaleye giden topu elle çıkarmış ve bunun sonucunda penaltı kullanılmasına karar verilmiştir. Böylece zaman içerisinde kural bugünkü halini almıştır.

Peki berabere biten maçlar neden penaltı atışlarıyla neticeleniyor? Çünkü maçın kararı heyecana değil şansa bırakılıyordu. Hadi o zaman penaltıyı bu duruma entegre edelim.

SERİ PENALTI ATIŞLARININ DOĞUŞU

Seri penaltı atışları, eliminasyon sisteminde oynanan futbol müsabakalarında, normal sürenin ve uzatmaların beraberlikle sonuçlandığı durumlarda, kazananı belirlemek için iki takımın sırayla beşer penaltı attığı bir futbol kuralıdır. Sonuç belirlenirse beş penaltıdan az, eşitlik bozulmazsa beş penaltıdan çok da atılabilir. Peki, seri penaltı atışı kuralı nasıl ortaya çıktı?

1968’de yapılan Avrupa Futbol Şampiyonası’nda İtalya ve Sovyetler Birliği karşılaşması golsüz beraberlikle sonuçlanmış ve kazananı yazı-tura atışı belirlemişti. Para atışını kazanan İtalya finalde Yugoslavya’nın rakibi olmuş ancak final karşılaşmasında para atışı yapılamadığından iki gün arayla iki maç yapılmış ve İtalya şampiyon olmuştu. Ancak bu duruma bir çözüm gerekiyordu…

Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan dört ay sonra başlayan 1968 Olimpiyat Oyunları’nda İsrail, para atışı sonrası elenmişti. Bunun üzerinde İsrail temsilcileri lobi faaliyetlerinde bulunmuş ve 27 Haziran 1970’te Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (İFAB), seri penaltı atışları kararını resmen duyurmuştur.

Hem izleyenler hem de penaltı kullanan futbolcular için bu kadar heyecanlı olan penaltı atışlarının futbolcular üzerinde şüphesiz etkileri vardı. Penaltının ne gibi bir baskı unsuru yarattığına bakalım.

PENALTI ATIŞ SIRASININ ETKİLERİ

Penaltı atışlarının tamamen şansa bağlı bir piyango olduğunu ve baskıyla başa çıkmak için elimizden bir şey gelmediğini düşünürsek yanılırız. Şans kesinlikle bir faktör, ancak beceri ve düşünce de öyle.

Baskı ve stres penaltı atışlarının başarısında büyük rol oynuyor. Araştırmalara göre normal sürede gole çevrilen penaltı oranı %85 iken seri penaltı atışlarında bu oran %76’ya kadar düşüyor. Bunun nedeni artan baskı, stres ve penaltı kaçırmanın getireceği sonuçların bilinmesi olarak karşımıza çıkıyor.

 London School of Economics’ten Profesör Igacia Palacios Huerta, para atışını kazanıp ilk penaltı vuruşunu seçen takımın, penaltı atışlarını kazanma şansını artırdığını kanıtladı. Yaklaşık 1.343 penaltı atışını analiz eden Huerta, ilk penaltıyı atan takımların %60,5’inin kazandığını tespit etti. İlk penaltıyı gole çeviren oyuncudan sonra gelen oyuncu daha çok baskı altında kalıyor, odaklanma problemi yaşayabiliyor ve daha gergin bir şekilde şut çekiyor. Bu nedenle de ilk penaltıyı atan takımlar kazanma şansını %20 oranında artırıyor.

 Araştırmalarda karşımıza çıkan ilginç noktalardan biri de; eğer kullanılan son penaltı maçı kazanma penaltısı ise %92 oranında gole çevriliyorken, penaltının kaçırılması ile kaybedileceği durumlarda gole çevrilme oranı %60’ın altına düşüyor. Bu da bize Nobel ödüllü Daniel Kahneman’ın Kayıptan Kaçınma dediği olayı yansıtıyor. Bir şeyi kaybetmenin korkusu ve stresi, kişinin düşünce ve hareketleri üzerinde etkin bir şekilde rol oynuyor.

 Bunun sonucunda takımların neden genellikle en iyi penaltıcısına beşinci penaltıyı kullandırdığını da anlayabiliriz. Beşinci penaltı genellikle en önemli ve sonucu belirleyen penaltı olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle zihinsel olarak en sakin, baskı faktörüyle başa çıkabilen ve en iyi penaltı kullanan oyuncular seçilir. Tabi bu taktik uygulanırken, beşinci penaltıyı görmeden elenme riski olduğundan, geri tepme olasılığı da mevcut.

 Penaltının psikolojik etkileri ve penaltı atma sırasının etkileri somut bir şekilde ön plana çıktığı için yeni bir sistem de denenmişti.

ABBA ŞUT FORMATI NEDİR?

FİFA, ilk penaltı atan takımların %60 oranında başarı yakalamasından dolayı yeni bir format denemiştir. Normalde ABAB şeklinde yapılan seri penaltı atışlarının ABBA şeklinde yapılmasını uygulamıştır. Yani ilk penaltıyı A takımı attıktan sonra iki penaltı üst üste B takımının penaltı attığı bir şut formatı. Böylece baskıyı dengelemeyi hedeflemiştir.

UEFA gençlik turnuvalarında ve İngiltere’de Carabao Kupası müsabakalarında denenen ABBA şut formatı da pek çözüm olamamış olacak ki 2018-2019 sezonundan beri tekrar ABAB sistemine dönülmüştür.

Bu bilgiler ve gelişmeler ışığında en doğru penaltı atışlarının nasıl gerçekleşebileceğine bir göz atalım.

PENALTI ATMA SANATI: EN DOĞRU PENALTI NASIL ATILABİLİR?

 Kimileri için basit gözüken penaltı atışı, aslında göründüğünden daha karmaşıktır. Yıllar boyunca sayısız penaltı atılmış ve kaçırılmıştır ki kaçıranlar arasında Baggio, Beckham, Maradona, Figo, Gary Lineker, Nistelrooy, Messi gibi efsane futbolcular da yer alıyor. Peki, penaltı sanatı en iyi şekilde nasıl icra edilir?

  • Öncelikle yazımızda da bahsettiğimiz gibi para atışını kazanıp ilk penaltıyı atmayı seçmek avantaj sağlamaktadır.
  • Sonrasında, penaltıyı atacak kişinin, topu penaltı noktasına yerleştirdikten sonra kaleye sırtını dönmeyecek şekilde topa vurmak için gerilmesi gerekmektedir. Psikologlar, kaleye sırtını dönenlerin daha çok kaçırdığını, çünkü bunu yaparken hazırlıklarının kesintiye uğradığını, odak kayması yaşayabildiklerini, sinir ve streslerini daha çok yansıtabildiklerini ve penaltıyı nereye atabileceklerine dair ipuçları verdiklerinin sonuçlarına ulaşmışlardır.
  • Yapılan başka bir araştırmaya göre, penaltı vuruşunu gerçekleştirmeden önce kaleciye uzunca bakan oyuncuların daha fazla penaltı kaçırdığına ulaşılmıştır. Bunun nedeni olarak da kaleciye sabitlenenlerin daha fazla endişeli olduğuna saptanmıştır. Rakip kaleci yerine kaleye, hedefe veya kişiyi sakinleştirebilecek şeylere odaklanılmasını önermişlerdir. Ancak bazı kaynaklar kaleciye bakmayı da önermektedir ve neredeyse %7 daha başarılı olduklarını savunmuşlardır.
  • Diğer püf noktalardan biri de hakem düdüğü çaldıktan sonra aceleme etmemek. Araştırmacılar, hakem düdük çaldığı gibi penaltıyı kullanan oyuncuların %57 gibi bir oranla gol attığı sonucuna varmıştır. Bu yüzden düdük çaldıktan sonra futbolcu kendisini hazırlamalı, soluklanmalı ve şutunu öyle çekmelidir. Öyle ki, kendilerini hazırlayan futbolcuların penaltıyı gole çevirme oranı %80’den fazla.
  • Penaltıyı atacak futbolcu, bir yer seçmeli ve buna bağlı kalmalıdır. Kararsız kalan veya penaltı kullanırken fikrini değiştiren oyuncu stres yaşar ve zayıf bir teknikle şut çekebilir. Kararı son ana bırakan ve kaleciye göre karar veren futbolcuların daha fazla penaltı kaçırdığı tespit edilmiştir.
  • En fazla gole çevrilen penaltılar ise üstten köşelere çekilen şutlardır. Penaltılarda elenmesiyle ünlenen İngiltere, 1996 Avrupa Şampiyonası’nda Almanya’ya elenirken yedikleri 11 penaltı golünün 9’unu üst köşeye yapılan vuruşlarda kalesinde görmüştür.

KALECİLER İÇİN;

Son zamanlarda yapılan çalışmalarda, kalecilerin forma renginin rakibin gol atma olasılığını etkileyebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmaya göre en az gol kırmızı (%54 gol oranı) ve sarı (%69 gol oranı) renkli forma giyen kalecilere atılmıştır. En çok gol ise mavi (%72 gol oranı) ve yeşil (%75 gol oranı) renkli forma giyen kalecilere atılmıştır.

Son olarak yine yapılan bir araştırmaya göre, kalecilerin hareketsiz kalmaları penaltı kurtarma şansını artırıyor. Bundesliga’da yapılan analize göre futbolcuların %15’i kalenin ortasına şut çekmektedir. Dünyanın önde gelen liglerinde yapılan bir analize göre ise kalecilerin yalnızca %2’si merkezde kalmaktadır. Bu nedenle hareketsiz kalan kalecilerin penaltı kurtarma olasılığı artıyor. Tabi sürekli ortada kalan kalecilerin taktiği anlaşılacak ve ortaya şut çekilmeyecektir. Ayrıca şutlara hareketsiz kalan kaleciler taraftarların tepkisini çekecektir. Bu nedenle bu stratejinin geçerliliği pek yoktur.

University Collage London Bilişsel Enstitüsü’nden Erman Mısırlısoy, seri penaltı atışlarında kalecilerin kumarbaz algısına başvurmalarını tavsiye ediyor. Kumarbaz Algısı: Yazı-tura atışlarında üst üste tura geldikten sonra bir sonraki atışta artık yazı gelmesi gerektiği inancı olarak özetlenebilir. Penaltılarda da kalecilerin büyük kısmı aynı köşeye yapılan üst üste üç atıştan sonra dördüncü atışın kesinlikle diğer köşeye atılacağı düşünülmesidir. İstatistiksel olarak da aynı köşeye yapılan üç atıştan sonra oyuncuların %69’u topu ters köşeye atarken %31’i aynı yere vuruyor.

Bu bilgileri ve gelişmeleri istatistiklerle pekiştirelim.

PENALTI İSTATİSTİKLERİ

  • ESPN’nin yaptığı araştırmaya göre kaleciler, penaltı vuruşlarında %57 oranında doğru yönü tahmin edebiliyorken sadece %22’sini kurtarabiliyor.
  • British Columbia Üniversitesi’nde yapılan analizlere göre, penaltı kullanan futbolcuların %80-85 oranında destek ayağının gösterdiği yöne vurulduğu sonucuna ulaşılmıştır. (Diğer Ayağı İzle Kuramı)
  • Ben Lyttleton’un yazdığı kitaba göre, penaltı atışlarında durum berabere iken kutlama yapan oyuncunun bulunduğu takım, penaltı atışlarını %82 oranında kazanıyor.
  • Penaltı atışında topun kaleye gitme süresi ortalama yarım saniyedir. Bu da, kalecinin karar vermesi için yaklaşık olarak omuz hizasından yere bırakılan paranın yere düşme süresi kadar zamanı olduğunu gösterir.
  • 2009’dan beri dünyada kullanılan yaklaşık 100 bin penaltı atışından %75,49’u golle sonuçlanmış, %17,57’si kaleciler tarafından çıkarılmış, %4,07’si auta atılmış, %2,87 ise direklere vurulmuştur.
  • Erkek futbolcular penaltıların %75,57’sini gole çevirirken kadın futbolcular %73,65’inde başarılı olmuştur.
  • Deneyim, penaltı atışlarında başarı oranını artırmaktadır. 32-33 yaş aralığındaki futbolcular %77,13 oranında gol bulurken, 18-19 yaş aralığındaki futbolcular için bu %74,55’e düşmektedir.
  • Yapılan analizlere göre, rakip kaleye ne kadar yakın mevkide oynanıyorsa, penaltılarda gol oranı daha fazla oluyor. Buna rağmen tüm penaltı atışlarının hemen hemen yarısı orta saha oyuncuları tarafından kullanılıyor. Forvet oyuncuları yaklaşık %76 oranında penaltıları gole çeviriyor, orta saha oyuncularında da bu oran %74,75 ile %75,95 oranında değişirken defans oyuncularında %73,83 ile %74,72 oranına geriliyor.
  • Solak oyuncuların sağlak oyunculara göre az bir farkla daha iyi penaltı kullandığına saptanmıştır. Solaklar %76,15’lik gol oranına sahipken, sağlaklar %75,79’luk gol oranına sahip.
  • Yapılan bir başka araştırmaya göre Asyalı futbolcular penaltıyı en yüksek gole çevirme yüzdesine sahip. Asya’yı sırasıyla Avrupa, Avusturalya, Afrika, Güney Amerika ve Kuzey Amerika takip ediyor. Asyalı futbolcuların gol yüzdesi %76,14 iken Kuzey Amerikalı futbolcuların %73,40.
  • Sağ köşeye atılan penaltı vuruşları %80,65, sol köşeye atılan vuruşlar %80,12 ve ortaya atılan vuruşlar %77,09 oranında gole dönüşüyor. Köşeye atılan şutlarda kalecilerin kurtarma oranı %7,90’lardayken merkeze atılan vuruşlarda %21,28 oranına yükseliyor.
  • Sağ üst köşeye atılan penaltı vuruşlarında %81,91, sol üst köşeye atılanlarda %81,11’lik gol oranı vardır. Merkezden üste atılan vuruşlarda ise bu oran %65,15’e kadar düşüyor.